İletişimi Engelleyen Durumlar

İletişimi Engelleyen Durumlar

Çocukların iletişim çabaları ve girişimleri, zaman zaman, çevrelerindeki kişiler tarafından çeşitli şekillerde engellenir. Bu engellemeler, çoğu kez, farkında olunmadan yapılır. Anne-baba ve öğretmenlerin bu engellemelerden kaçınma yönünde çaba gösterebilmeleri için, öncelikle, bu engellemeleri tanımaları gerekir. Aşağıda, bu engellemelerin üçü sıralanmaktadır:

  1. Çevresel engellemeler:Her şeyi ortamda hazır bulundurarak, çocuğun bir şeyler istemesine fırsat vermemek. Örneğin, sofrayı her zaman eksiksiz hazırlamak, TV’de her zaman çocuğun en çok sevdiği programları açmak vb.
  2. Beklentisel engellemeler:Çocuğu iyi tanımamak nedeniyle düşük beklentilere sahip olmak; dolayısıyla, çocuğa bir sonraki basamağı öğretmeye çalışmamak. Örneğin, birkaç sözcüğü bir araya getirebilecek düzeydeki çocuktan tek sözcüklük ifadeler beklemek.
  3. Sözel engellemeler:Aşırı liderlik üstlenerek çocuğun iletişim girişimi başlatmasına fırsat vermeksizin bütün durumlarda iletişimleri başlatmak.

İletişim Engellerini Önlemek ve İletişim Gelişimini Desteklemek İçin Öneriler

Oyun ortamlarında, sosyal ortamlarda ya da eğitim ortamlarında çocuklarla etkileşimde bulunurken belli ilkelere dikkat ederek, iletişim fırsatlarını en iyi şekilde değerlendirebiliriz.

Bunlar;

  1. Güdüleyici ortamlar hazırlamak:

İletişime zemin hazırlayacak ve heves yaratacak ortamlar seçmeye ya da oluşturmaya çalışın. Yeğlenen kişiler, oyuncaklar, araç-gereçler ve etkinlikler, ortamın güdüleyiciliğini arttırıcı öğelerdir. Ayrıca, çocuğun farklı nesne ya da etkinlik seçenekleri arasından seçim yapmasını sağlayın. Kendi seçtiği durumlarda bulunmak, çocuğun iletişimde bulunma isteğini arttırır.

  1. İletişimsel fırsatlar yaratmak:

Herhangi bir durumda çocuğun öncelikle ne isteyebileceğini kestirin ve çocuğun bu nesneye ulaşmasını bir süre engelleyin. Çocuk bu nesneyle ilgili bir iletişimsel girişimde bulunduğunda, nesneye ulaşmasını sağlayın. Örneğin, sofraya çorba kâsesini koyup kaşığı koymamayı deneyin ve çocuğun kaşıkla ilgili herhangi bir iletişim girişimi başlatmasını bekleyin. Kaşığı, böyle bir girişimden (örneğin, sesten ya da jestten) sonra verin.

  1. Gereksiz sorular sormaktan kaçınmak:

Çok soru sormak, sanıldığı gibi, dil gelişimine katkıda bulunmaz. Özellikle şu tür soruları gereksiz yere sormaktan kaçının:

– Bu ne? • Ne yapıyorsun? • Bunun adı ne?

Çocuklara, yalnızca yanıtını gerçekten merak ettiğiniz sorular sorun!

  1. Çocuğun yaptıklarıyla ilgili yorumlarda bulunmak:

Çocuğun neler yaptığını gözleyerek, bu gözlemlerle ilgili yorumlarda bulunun. Diğer bir deyişle, çocuğun içsel konuşmalarını tahmin ederek, bunları söylemeye çalışın. Örneğin:

– Galiba bebeğimizin karnı acıkmış.

(Çocuk bebeğe mama yedirmeye çalışıyor)

– Iğğn, ığğn, düt, düt.

(Çocuk arabasıyla oynuyor)

– Biraz gezinsek mi acaba? Hadi biraz dolaşalım.

(Çocuk parkta gezinmeye başladı)

  1. Beklemek ve işaret vermek:

Çocukla sohbet ederken, sıra ona geldiğinde, kendisinden karşılık beklediğinizi belirtin. Nasıl mı?

– Çocuğun gözlerinin içine bakarak

– Dudaklarınızı hafifçe aralayarak

– Kaşlarınızı kaldırarak

– Çocuğa doğru hafifçe eğilerek

Çocuk karşılık verinceye kadar duraklayın ve çocuktan hiçbir yanıt gelmeyeceğinden emin oluncaya kadar söze girmeyin. Beklemekte zorlananlar, içlerinden beşe kadar saymayı deneyebilirler. Çocuk hiç sözcük kullanmasa bile, çıkardığı sesleri ve yaptığı jestleri onun sohbete katılımı olarak kabul edin.

  1. Abartılı jest, mimik ve ses tonu kullanmak:

Konuşurken, ses tonu değişimleri, yüz ifadeleri ve vücut hareketleri de kullanın. Bunun iki yararı olabilir:

– Çocuğun, sizin söylediklerinizi anlama olasılığını arttırmak

– Çocuğun ilgisini çekmek

  1. Model olmak:

Çocuğun yanlışlarını düzeltmek yerine, ona model olmaya çalışın. Örneğin: • Tağs. • Hayır, tavşan. Söyle bakayım: Tav-şan.

Yukarıdaki örnekte, çocuğun yanlışı düzeltilmekte; bu nedenle de, karşılıklı konuşma kesintiye uğratılmaktadır. Alternatif olarak, şu şekilde model olmayı deneyebilirsiniz:

– Tağs.

– Evet, tavşan.

  1. Kısa ve anlaşılır konuşmak:

Konuşmanızı, çocuğun dil gelişimi düzeyine uygun şekilde basitleştirin. Örneğin, çocuk tek sözcük düzeyindeyse, siz de birkaç sözcüklük cümleler kurmaya çalışın. Ayrıca, biraz yavaş ve bir cümleden diğerine geçerken kısa bir ara vererek konuşmaya özen gösterin.

  1. Sohbete katılmayı ödüllendirmek:

Çocuğun sözel olan ya da olmayan tüm iletişim girişimlerini mutlaka ödüllendirin. Olası ödüller:

– Gülümsemek

– Gıdıklamak

– Sohbeti hoş bir şekilde sürdürmek

– Onaylamak: Evet, tabii ki, çok haklısın…

  1. Göz kontağı kurmak:

Çocukla iletişimde bulunurken, göz kontağı kurmaya çalışın. Ancak, bu konuda çok ısrarcı olup da çocuğu tedirgin etmekten de kaçının. Anlık göz kontaklarını bile kabul edip iletişimi sürdürerek çocuğu ödüllendirin.

  1. Etkileşimi eğlenceli hale getirmek:

Çocukla etkileşirken rahat, mutlu ve neşeli olun. Ayrıca, çocuğun ilgisini çeken sözcüklere yer vermeye özen gösterin. Konuşmak can sıkıcı ve sinirlendirici bir uğraşsa, çocuk neden bu zahmete katlansın?

Henüz Konuşmayan Çocuklarda İletişim Gelişiminin Desteklenmesi

Eğer çocuk seslerle ya da jestlerle bir şeyler iletmek amacıyla girişimde bulunmuyorsa, çalışmaya, kurmalı ya da itmeli oyuncaklarla başlayın. Sıra alarak oynanan oyunlar, dil ve iletişim gelişimine katkıda bulunur.

Örneğin:

– Sırayla arabayı birbirinize itebilirsiniz.

– Sırayla tavşancığı kurabilirsiniz.

– Sırayla birbirinize top atabilirsiniz.

Hangi oyuncakla başlayacağınıza, çocuğun ilgilerini gözleyerek karar verin. Eğer çocuk hiçbir şeyle ilgilenmiyorsa, topla başlayın ve şu şekilde oynayın:

– Çocukla aranızda küçük bir mesafe bırakarak yere karşılıklı oturun.

– Bir-iki-üüüç diye sayarak topu çocuğa yavaşça yuvarlayın.

– Çocuğun topu tutmasına yardımcı olun.

– Çocuğun ellerini topun üzerine, kendi ellerinizi de çocuğun ellerinin üzerine koyun.

– Bir-iki-üüüç diye sayarak topu kendinize yavaşça yuvarlayın.

– Bu çalışmaya her gün yer verin.

– Her bir çalışmadaki denemelerin sayısını yavaş yavaş arttırın.

– Çocuk kendiliğinden topu yuvarlar hale geldiğinde, aranızdaki mesafeyi de yavaş yavaş arttırın.

 

İyi Çalışmalar

Burcu KAYA

Okul Öncesi Öğretmeni

ABA Program Koordinatörü

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir