Poyraz Y.’nin Aile Memnuniyet Mektubu

Merhaba,

Ben dört buçuk yıllık evli ve üç buçuk yaşında oğlu olan bir anneyim. Oğluma atipik otizm teşhisi konan bir anne.

Size doğumdan bugüne kadar yaşamış olduğum süreci dilim döndüğünce anlatmak isterim.

Eşim ve ben birbirini çok seven bir çiftiz, evlendiğimiz ilk günden itibaren çocuk sahibi olmak istedik!  Ve Rabbim nasip etti bir oğlumuz oldu. Çok rahat bir hamilelik geçirdim, taki doğum yaptığım güne kadar… Doğum yaptığım gün muayene oldum ve hiçbir problem olmadığı ve sürecinde tekrar kontrollerimde oğlumun ve benim çok sağlıklı olduğumuz söylendi ve eve döndüm. Gecesinde acil kanamalı hastaneye geri gittim oğlum kordona dolanmış eşini düşürmüştü acil sezaryana alındım.  Şükür ki oğlum ve ben sağ sağlim çıktık. Hiçbir problem yoktu sonrasında sarılık evresi atlattık emmede zorluk yaşıyordu bu yüzden mama ve anne sütü biberonla aldı. Üç ayın sonunda mamayı bıraktı ve iki yıl anne sütüne devam etti.  Sağlık olarak da fizik olarak da gelişimi çok güzel devam ediyordu. On aylıkdı ilk baba demesi geldi, sekizinci ayında emeklemeye başladı. Devamında anne, baba, dede, babaanne, gel ve git’ler başladı. Bir yaşında ‘’ baba geldi, anne atta, babanne git, artist baba,” gibi iki kelimeli cümleler geldi. Ondört aylık yürüdü.  Herşey yolunda, herşey çok güzel devam ediyordu.  Ama birbuçuk yaşına geldiğinde farklılıklar gözlemlemeye başladık. İlk yerinde durmadan sallanma, toplum arasında ağlama krizleri, eve misafir geldiğinde ağlama krizleri, müziğe aşırı tedirginlik ve korkuyla ağlama derken reklam izleme takıntısı… Eğer tv, tablet veya telefon yoksa susturamadığımız sürekli aynı reklamları izleyen bir çocuk izlerken sallanan bir çocuk…  Oğlum iki yaşında oldu ve konuşan oğlum sustu. Artık konuşmuyor ve seslendiğimizde tepki vermiyordu. Acaba gerçekten yalnız olduğu içinmi yapıyor dedim. Bakırköyde ebeveynli bir oyun grubuna başladık. Pedagog eşliğinde anne – çocuk aktiviteleri yapılıyor iyi gelir diye düşündüm ama oğlum oradada aynı ağlama krizleri, şarkılar çaldığında çığlık atmalar ve kaçmalar… Çocuklarla ilgisiz, etkinliklere asla ilgi göstermeme gidene kadar arkasını dönüp oturuyordu. Oyun ablamız , ’’ ben ona kurtarıcı melek diyorum’’ oğlunuzun durumundaki şüphem otizm yönünde bir psikiyatriste götürün dedi ve bizim yolculuğumuz başladı. Gelişimiyle alakalı bir test yaptı oğlum yirmidokuz aylık olmuştu ama testin sonucu ondokuz aylıktı. Önümdeki yolu hiç bilmiyordum. Tek düşündüğüm ne yapabilirdim?

Akşam eşimle doktor arayışına hemen başladık. Durumu kabullenmeme dertlenme gibi lüksümüz yoktu. Koç üniversitesi psikiyatri Tuba Mutluer den randevu aldım ilk gözleminde nörolojik bulgular ve gen yapısını incelemesi gerektiğini, teşhis için sonuçların çıkmasını bekleyeceğini söyledi. Bir buçuk ay mr-  eeg- kan tahlilleri, genetik testler süreci başladı. Bu sürede oyun grubuna devam ettim evde oturup düşünmek istemiyordum. Ve sonuçlar çıktı. Evet otizm. Yaşının küçük olması genetik ve nörolojik bulgular bulunmaması en büyük şansımız olduğu söylendi. Doktor özel eğitim önerdi ve ABA eğitiminin oğlumu kurtaracağını söyledi. Eve geldim oğluma baktım, sadece baktım…

Kendi hıçkırıklarıma hakim olamıyordum. Kolaymıydı? Kabullenmek… ABA nedir? Otizm nedir? Hiçbir fikrimiz yok eşim ve ben ne yapacağımızı bilmiyoruz. Hemen başladım araştırmaya birçok yerle görüşmeler vs. ne durumda diye sorduklarında anlatması çok zor geliyordu.

  • Yerinde sallanıyor
  • İsmine tepki vermiyor
  • Araba tekerleği çeviriyor
  • Sürekli reklam izliyor
  • Şarkı söylenmesini, çalmasına tahammül edemiyor
  • Uyumuyor vs.

Ve konuşmayı bıraktı sadece “HI” diye bir şey anlıyorduk.

Ve Algı ABA Özel Eğitim karar vermiştim. Başlıyorduk.

Görüşme sonunda hiç vakit kaybetmeden program düzenlendi.

Haftalık 20 seansla başlıyorduk. 4 Nisan 2017 ilk ders günümüzdü. Oğlum terapistinin elinden tuttu ve seansta hiç ağlamadı çok mutluydum ve bir o kadarda kaygılı… Ne olacak oğlum ilerleyecek mi? Tepki verecek mi? İyi olacak mı? Bana yeniden anne diyebilecek mi? Her geçen gün daha da iyi çıkıyordu sınıftan ‘’algısı açıldı, benimle temas sağladı, işaret dilini öğrenmeye başladı’’  evde ödevlerimiz oluyordu ve 7×24 oğlumu çalıştırmaya başladık. Tabiki eğitmenimizin yardımıyla. İlk işaret dili öğrendi parmakla gösterme, yemek yemeyi gösterme, yardım vs. bize yavaş yavaş dönmeye başlamıştı. İki ay sonunda eşiminde çabalarıyla oğlum baba dedi. Evet ilk kelimesi ’’ BABA ‘’ geri geldi. Ardından ver, git, gel ve anne… Banyodan gelen bir ses anne ilk duyduğumda ağladım yüreğim kuş gibi kanat çırpmaya başladı. Babası söyle oğlum afferim sana seslendi dedi ve tekrar ane…  Bu yazıyı yazarken bile ağlıyorum. 3 Haziran 2017 = BABA 21 Haziran = ANNE bu tarihleri asla unutmayız. Hızla ilerlemeye başladı. Dil becerisi gelişiyor, göz teması kuruyor, komut alıyor ve dikkat dağınıklığı yok oluyor biz dahada umutlanıyoruz. Ben oğlumun doğum gününü kutlayamadım 1 ve 2 yaş kalabalık kabusumuz oluyordu. Mumdan korkuyor ve ciddi krizler yaşanıyordu. 1 Temmuz 2017 de Algı ABA oğlumun doğum gününü kutladı ve o gün bugündür oğlum doğumgünü partilerinde çok mutlu ve evde pastalar yapıp mum üflüyoruz. Doktorumuzu değiştirdik. Yenemediğimiz bir kaygı kaldı. Psikiyatri Işılay Altıntaş kaygı konusunda oğluma çok iyi geldi ilaç tedavisi uygulandı. Oyun okulu ve oyun terapisi önerdi ve başladık. Oyun ablamıza da geri döndük ve şuan devam ediyoruz. Arkadaşlarımız oldu, masa başı aktivitelerine katılıyor, bağımsız hareket etmiyor, oyunlara katılıyor, şarkılar söylüyor artık. Oyun terapistimizde çok mutlu oğlumla ablası.. Kum terapisiyle hayal gücümüz açılmaya başladı. Dil terapistimiz de var Ayla Hanım… İnanılmaz oturuyor cümleler her gün yeni yeni şeyler çıkıyor o minik ağzından ve bizimle muhabbet ediyor artık. Ve tabi ki bizim terapistimiz. Minnet duyduğum, oğlumun üzerinde bir anne gibi emeği olan eğitmenimiz. Oğlum O’nu gördüğünde ismini söyleyip koşuyor. Her yaptığı ve her söylediği bizim için altın değerinde olan terapistimiz…

Evet Algı ABA ve çalışan bütün eğitimcileri ve psikologları hepsi bizim için çok kıymetli! Şuan oğlum üçbuçuk yaşında konuşuyor, oynuyor ve gülümsüyorsa onların sayesinde. Hala devam ediyoruz mezuniyetimizi iple çekiyoruz. Algı ABA Terapi Merkezi bizim bir ailemiz.

Çağımızın sessiz çığlığı otizm. Biz bunu yaşayan bir aileyiz ve lütfen benim çocuğumda olmaz demeyin erken tanı ve yoğun eğitimle sizde çocuğunuzu kurtarabilirsiniz.

Bu süreçte bizim yanımızda olan en başta hayatımın şansı eşime, bütün Algı ABA Terapi Merkezi çalışanlarına çok teşekkür ederiz.

Saygılar.

Poyraz Y. Ailesi-Şubat  2018